4 Ekim 2013 Cuma

cilt bakım rutinleri, yeniler

selamlar

İşe başlamamdan mütevellit 2 aydır pek bi zamanım yoktu. Aslında daha doğrusu olan zamanımı blog ve review siteleri okumaya harcıyordum.

1997 yılında anadolu lisesine girdiğim günden beri aralıksız ingilizce eğitim görüyorum, şimdiye kadar tek faydası yabancı kozmetik sitelerini gezebilmek oldu. Bi de güzel kpds puanım var ama henüz bi işe yaramadı.

Neyse, normalde kadınlar işe başlayınca güzel giyinmeye makyaj yapmaya başlar, benim tam tersi daha bir gün topuklu giyemedim, elbise etek hak getire, saçımı bile paket lastiğiyle tutturuyorum. Neden çünkü Ankara'ya 70km  uzaklıkta Bala'da hiçliğin ortasında bir tesiste çalışıyorum. Mühendisliğin gözü kör olsun, en azından şantiyelerin!

İşyerinde makyaj yapamadığımdan biraz da yaşım geldiğinden sanırım(27) cilt bakımına sardım son 2 aydır. Peheeey üniversiteye ilk girdiğimde krem bile sürmezdim yüzüme alışmasın diye, geldiğim hale bak!

Şurada geyiğe girmek istemiyorum ama, ilk maaşımı komple kremlere yatırınca şunu düşündüm. Yaşlanmıycaz diye bu kadar uğraşıyoruz ama bu kremleri almak için çalışınca da yaşlanmış oluyoruz. İşte bunlar hep kapitalizm :p (kapitalizmin ve ataerkilliğin kadına sunduğu en güzel imkan olan "zengin koca bulma" kavramını saygıyla selamlarım!)

Neyse, şimdi okuduklarımdan genel özet geçiyorum cilt bakımıyla ilgili, daha önce okumamış olanlar için. Cildimizi içten etkileyen şeyler su , vitaminler ve stres. Yani vücudunuzu susuz bırakırsanız, beslenmenize dikkat etmezseniz istediğiniz kadar dıştan müdahale edin bi işe yaramayacaktır. Son madde ise stres etkeni. Bu konuda da her şeye stresten diyen doktorlara burdan öpücüklerimi yolluyorum. Zaten stres yapmamayı becerebilsek ermiş oluruz, buda oluruz, froydun annesi oluruz :


Evet şimdi, cilt bakımı yapmak istiyorsanız öncelikle yüzünüzün karakterini bileceksiniz, kuru - kuru/karma - yağlı şeklinde. çoğu insanın yüzü kuru/karma oluyor, t bölgesi yağlı gerisi kuru. Bunu bildikten sonra yavaş yavaş buna göre önlemlerinizi alabilirsiniz, misal yağlı ciltlere yağsız kremlerle bakım yapmak. Kuru ciltlere bol nemlendiricili kremlerle bakım yapmak gibi. En gıcığı da karma cilt, burnunuz yağlıyken yanaklarınız pütür pütür dökülebiliyor. ya da alkollü tonikler burna iyi gelirken yanakları tahriş edebiliyor. İşte bu yüzden herkesin cilt bakımı kendine, yani kişiden kişiye değişiyor. Ben de belki benzer durumda olan varsa faydası olur diye yazıyorum.


Cilt temizleyiciler :


Peeling olarak yves rocher'nin şöyle mis gibi kokan (evet baştan söylüyüm genel olarak bu tip şeyleri kokusuna göre alıyorum) bir peelingi var, paketi küçük ama minik minik kullanıldığından uzun süre gidiyor, cildi tahriş etmiyor, tavsiye ederim.

Yüz yıkama jelleri yüzümü acıtıyo gibi geldiğinden peelingin üstüne yüz temizleme sütü kullanıyorum, avon'un bal ve süt özlü olan. Yanlışlıkla almıştım bunu, ama kokusu güzel olunca kullandım, kendisi de güzel çıktı. Denk gelirse deneyebilirsiniz, yumuşacık yapıyor.



Tonik olarak da Diadermine'in yine öylesine alıp memnun kaldığım, hassas ciltler için yatıştırıcı olanını kullanıyorum.Hem yakmıyo hem temizlik hissini oluşturuyor.

 Tonikten önce yüzümü yıkamamışsam ya da sonrasında makyaj yapacaksam da yine Diadermine'in temizleyici suyunu kullanıyorum. Bu da aslında çok alakasız gibi görünse de güzel bir ürün.





      Diadermine ürünlerine bir şans verin bence, paraben filan derdiniz yoksa
(kaldı ki ucundan kıyısından kimya bilen bi insan bu şekilde şişeli aldığımız
 her şeyin eninde sonunda kimyasal ve zararlı olduğunu bilir,
bence çok takılmayın, evet oturdum o içindekileri tek tek araştırdım işsiz gibi). Fiyatlarına göre oldukça yüksek performans gösteriyorlar.




Nemlendiriciler : 


Efendim, dedim ya yaşlanmak filan diye. İşte benim buna karşı aldığım önlem estee lauder'in bakım serumunu almak oldu. Çok mu hardcore girdim bu işe bilmiyorum ama internette, özellikle yabancı sitelerdeki yorumları okuyunca dayanamadım. Evet kabul etmek lazım fiyatı biraz tuzlu, şurdan bakabilirsiniz. Hatta hesaplayan adamlar moduna girip 50 mlsi 280 liraysa, litresi ımmm, iyi para iyi para...Unutmayın şu işe girince düz adam samiliğimizi ve mühendis kafamızı bir yana bırakıyoruz, bırakmak istemiyosanız da siz bilirsiniz zaten toptan zaman kaybı, mavi kapaklı niveyağlar neyimize yetmiyor!(bu arada missperada türksele %15 indirim var, misal bu ürün 243 liraya iniyor, piyasaya göre en ucuz rakam bu)


Benim yorumuma gelirsek. Çok beğendim ya öyle böyle değil resmen. Kısa vadede vaatlerini gerçekleştiriyor ürün. Onarıcı Gece Serumu, cildin nem değerlerini koruyarak elastikiyetini arttırır. Yumuşacık ve pürüzsüz bir cilde sahip olmanızı sağlar. Bunları sağlıyor, böyle yumuşak, ışıl ışıl, kımıl kımıl yapıyor cildi. Ama şunları bi 2 sene sonra onaylarım ancak : Exclusive Chronolux™ Teknolojisi ile ciltteki hasarlı bölgeleri onarır. Kırışıklıkları düzeltir. Cilt tonunu dengeler.
Serbest radikallere karşı cildinizi koruma altına alır.
Gerçi şöyle bir şey de var işe yararsa da yaradığını anlayamam ki :p Bitince yenisini alacağım ama şu diğer antiage serumu da olabilir, bi 6 ay gider bu. 







Gelelim yüz kremine , açıkçası kremlerden oldum olası anlamam, o yüzden sadece önseziyle aldım bu kremi. Bi de itiraf etmeliyim yanında tonik ve temizleyici jel verdikleri için kandım. şurdan bakabilirsiniz, ben kendi sitesinden aldım, hediyeler ve bir de ek kampanya koduyla tombik ruj gönderdiler. 
Şişesi plastik, önce çok şaşırmıştım ama mantıklı geldi zaten 125 ml aldım bi de kalın cam şişe olsa hayatta yanımda taşıyamazdım. 

Kremden gerçekten memnun kaldım bu arada, tam kıvamında yağlandırmadan nemlendiriyor, gece yatarken sürüyorum sadece ben, gün boyu idare ediyor nemi. (benim gibi günde 1 kere sürüyorsanız krem öneriririm kesinlikle)

Bir artısı da kokusuz bu krem, önce çok hafif bi kokusu var, bir saniyede uçuyor. Benim gibi koku manyaklarına birebir. 

İkinci favori nemlendiricim de şu arkadaş neutrogena'nın hassas ciltler için yağsız nemlendiricisi. Annemin cildi benden daha hassas olduğu için bir de üstüne rosa hastalığı olduğu için yanaklarında, krem olarak bunu aldım kendisine. ona almışken ben de denedim, gayet başarılı bir ürün. Gün içinde düzenli krem sürme alışkanlığım olsa bunu kullanırım. görüldüğü üzre fiyatı uygun, zaten annem acayip kızdığı için kreme verdiğim paraya kendisine öyle bi krem aldırabilmem mümkün değil. (anne ben yaşlanmıycam ya ondan sürüyorum o kremleri diyorum muzip muzip gülüyor bana)

Göz bakımı :

Aslında benim bu cilt bakımı işine girmem gözaltı morluklarım yüzünden. Denemediğim kapatıcı kalmadı, ben de daha kalıcı bi yöntem bulayım dedim. Sonra bir umut clinique'in even better serisinin göz altı morluklarına karşı kremini aldım, bi işe yaradı mı, kesinlikle hayır. Verdiğim paraya yanıyorum resmen. Hayın kılinik, zalım klinik! şu faydasız kendisi. Hayır bi de şimdi tüpün ucu kırıldı yırtıldı bi değişik oldu, sinirliyim. 

 

Neyse yine internet araştırmaları sonucu  şu arkadaşı aldım. "NeoStrata Bionic Eye Cream" Bu arada dermoeczanem güzel bir site, hemen yolluyorlar hem de ucuz. Açıklaması şöyle : 
Glukonolakton(PHA) ve Laktobionik Asit (PHA) ile güçlü anti-aging etkiler gösterir. Vitamin K, Yeşil Çay Ekstresi ve Salatalık Ekstresi güçlü antioksidanlar olup göz altında oluşan morluklar ve torbalanmaların görünümünü azaltmaya yardımcı olabilir.


Yine "olabilir" dediği için çok da kanmamak lazım bir umut işte. Ayrıca benim büyük oranda genetik ve uykusuzluktan olduğu için başka bi çözüm de bulamıyorum zombiliğe. Yae ne uğraşıyosun diyen arkadaşlara da şu fotoğrafı çektim hiç mor gözle mor olmayan göz bir olur mu?




Gelelim kaş kirpik serumuna, rimel süreceğime bakım yapayım da
uzasın dedim, o sebeple araştırdım aldım bunu.
İnternette güzel yorumlar vardı. Benim yorumumsa "eh fena değil". İşe yaradı muhteşem oldu diyemem yaramadı da diyemem özellikle alt kirpiklerim görünür hale geldi.  Bi de henüz 1 ay oldu, 6 haftada etki eder diyor, hoş çok düzenli sürdüğüm de söylenemez sanırım, mucize bekliyosam demek. He bi daha alır mıyım almam, onun yerine aklımda şunu almak var :
 hint yağı :D ya da badem yağı da olabilir, gerçi hint yağı kokuyosa süremem ama neyse. Bu arada doa kozmetik'i çok merak ediyorum ama niyeyse istediğim şeyleri stokta yok, bi türlü alamıyorum. bi bakın ya adamların sevimliliğine doa kozmetik.

cilt bakım serisi bittiğine göre makyaj olayına geçebilirim bi ara :)

sağlıcakla kalın, hoşçakalın!














10 Mart 2013 Pazar

Yeni yeni mart ürünleri!

Merhabalar

Uzun zamandır yazamıyordum, iki sebebi var : Birincisi aldığım ürünleri kullanıyım bi tecrübem olsun, ikincisi de gözlerim bir buçuk aydır kızarmaktan şişmekten ölüyordu, pek bişey süremiyordum haliyle hevesim kaçmıştı. Geçen hafta doktor korkumu yenip gittim, muayene oldum.



Meğer alerji varmış, üç tane de damlam oldu. Ama kızarıklık ve şişlik geçmedi. İşte bunlar hep nazar. Fotoğraflardan da görülüyor ki gözlerim rezalet ama arkadaşlarım niye yazmıyorsun diye sorunca ben de amaaan nolcak hadi yazıyım dedim. Bir de 8 Mart'ta indirm vardı Watsons'da yeni malzemelerim de oldu böylece.

Göz altı kapatıcısı (Mac- Bourjois)

Benim en çok kullandığım makyaj malzemesi göz altı kapatıcısı, göz altlarım çok mor olduğu için şimdiye kadar ucuz sayılabilecek bir sürü markayı denedim (loreal, maybelline, avon,orfilame, max factor,yves rocher) ama pek süper sonuçlar alamadım doğrusu. Sonra forumlara baktım Bourjois Healty Mix Concealer'ı çok methediyolardı,  onu denemeden sipariş ettim internetten. pişman oldum. Tamam belki kaliteli yumuşak ve gözaltına çizgilerine dolmayan ince yapısı var ama, kapatıcılığı yok ki.
  
Daha sonra yine okuduklarımın izinde şu üç markaya yoğunlaştım, bu sefer kafaya koymuştum alacaktım! Shiseido, Benefit ve Mac. Gözaltı kapatıcısı denenmeden alınmıyor ki, bi de o kadar para verceksem denemeliyim diyip sephora'ya gittim. Gözlemlerim, benefitinki güzel belki ama mediumu çok koyu lightı çok açık hem de sankı sarartıyor gibi,rengi tutmadı bende. Shiseido'nunkini beğendim şimdi ne yalan söyleyeyim, yurtdışından filan gelecek olursa sipariş edebirim-shiseido aslında cilt bakım markası olduğundan ürünlerine güveniyorum, ama kapatıcılığı çok çok iyi değil, ama iyi, hem de çizgilere dolmuyor. 

Neyse sonra Mac'a gittim, bana göz altı kapatıcısı lazım dedim, bi de fırça lazım dedim aldım. Şimdi kapatıcığı güzel, doğal duruyo, aydıtlatmıyor-ki istediğim bişey değil benim bu. Lakin ki çok kuru. yani ben düzenli gözaltı kremi kullanıyor olmasam daha beter olabilirdi. Ama altına düzgün bir kremle güzel bence. fiyatı da fırça artı kapatıcı 110 liraydı sanırım. 55e 55 olmalı ayrı ayrı fiyatları. Kapatıcı için çok gibi dursa benim o kapatıcıyı bitirmem nerden baksam 3 seneyi alır. Fırça konusunda diyeceğim bir şey yok evet pahalı(217 numaralı fırça). Aynı şekilde yurtdışından gelecek arkadaşlarım olursa bir kaç tane fırça sipariş etcem,gerçi şu anda kapatıcı, allık ve far fıçam var kaliteli, belki pudra ve fondoten alabilirim, bakalım. 







    Resim 1 : Nw25 Studio Finish Concealer. 


Resim 2 : Gözlerim şiş zombiden hallice! Sağda kapatıcı yok solda var. 



Rujlar ( maybelinne - deborah )


Yine Watsons'tan 8 mart indiriminden aldığım iki ruj, ikisi de aklımda yoktu öylesine aldım biraz. 

İlki maybelinne color sensational serisinden 338 numaralı midnight plum. Ara sıra saçma sapan renkli göz makyajı yaptığımda kırmızı ve pembe rujlar kesmediğinde mor rujum olsun diye aldım. He tabi esmerim ben mor yakışmıyo zaten ama olsun, hem neydi  "Purple is the new Pink". Ama tam mor değil, bi ara sanırım inglot'ta vardı, ordan bi deniycem şöyle gerçek bir mor :) Maybelline'in bu serisi fena değilmiş, vanilyalı gibi tatlımsı bi kokusu var, yumuşak ve ışıltılı, rengi yoğun değil, öyle günlük sürmelik bi ruj yani. Rengi yoğun olmayan rujları pek sevmiyorum gerçi ama :) 








Resim 3: maybelinne midnight plum

İkinci ruj ise Deborah'ın mat serisinden(atomic red serinin adı) numara 1(rosetto), sevimli bi renk. Tam olarak tonunu tarif edemiyorum, pembeyle nar çiçeği arası mı desem, değişik bi renk işte. Bu serinin tam kırmızısını almıştım, o da güzeldi ama her mat ruj gibi kurutuyor dudağı bi yerden sonra. Ama mat ruj iyidir. sanırım 15 liraya aldım.  




 






Resim 4 : Deborah mat ruj - rosetto. 


Rimeller (Clinique - Maybelinne) : 


Eskiden yoktu, ben ilk Max factor'ün bir rimelinde kullanmıştım, plastik gibi yapılı rimeller. Hatta şimdi de rimeli ikiye ayırıyorum plastik gibi olan rimeller ve normal sürülen rimeller. Bu plastik yapılılar topaklanma yapmıyorlar, kolayca akmıyor ve kirpikleri daha yoğun gösteriyorlar. Ama kirpiği çok ve uzun arkadaşların söylediğine göre ağırlık yapıyorlarmış, ki beni ilgilendirmiyor. 


Clinique ara sıra kalem ve rimelli setler çıkarıyor ya, bu onlardan anladığım kadarıyla. Rimelin fırçası çok komik, minicik ve kıvrık. Az rimel sürmek isteyenlere önerebilirim, normalde de uzun kirpikli olup üstünden geçmek isteyenlere yani. Ama sonuç başarılı tabi. (genelde kalemle birlikte setleri 55 lira civarı oluyor)



Resim 5 : Clinique high length mascara 


Maybelline rocket' i yine forumlarda okuyup aldım, beğendim, daha önce kullandığım alix avien'in sarısına benziyo, fırçası az daha tombiş. sanırım fiyatı 15 lira civarı ben beğendim. 



      Resim 6 : maybelline rocket volume. 

(kalem ve eyelinerla birlikte fotoğrafı aşağıda bunun)

Eye liner - Göz kalemi (maybelline - clinique)
Ben eye liner (bizim evde okunuşu : laylayrır) sürmeyi beceremiyorum, daha doğrusu uğraşamıyorum, ne zaman acele etsem yüz defa sürüyorum filan. O yüzden pek sevdiğim aldığım bi ürün değil.Kardeşim hanımefendinin eli yatkın bi de gözleri benden büyük, daha çok kullanıyor. Bu ürün kendi fırçasıyla geliyor ve kıvamı çok optimum bence. Başarılı buldum, jel laylaynır gibi değil, katı gibi, sürmesi bana bile kolay geldi. Ve siyahı gayet güzel bi ton.fiyatı 20 lira civarı olabilir, çok emin değilim, indirim vardı çünkü. 


                                Resim 7 : Maybelline jel eyeliner, siyah



Yukardaki maskarayla birlikte gelen gelen göz kalemi "cream shaper for eyes" rengin adı da black diamonds, ve gerçekten ışıltılı füme yumuşak bir kalem. Ama ben göz kaleminde koyu siyah sevdiğim için pek bana hitap etmedi yine de sürdüm çektim. 

Resim 8 : Clinique cream shaper for eyes black diamonds 







Resim 9 : sağ gözde clinique kalem, sol gözde maybelline eyeliner.



 Resim 10 : Sağ gözde clinique rimel sol gözde maybelline rimel (ce eeeeee yıhıhı hıhı hı hı )

Bakım ürünleri (clinique - diadermine - john frieda)


Dedim ki ben bu göz altı morluklarını geçici olarak kapatmak yerine kalıcı olarak yok edeyim. Neyse  sonra misspera'dan (ki gerçekten ucuz ve güvenilir bir site, tavsiye ederim) Clinique even better serisinden dark circle corrector aldım. Biraz da yorumları okumuştum bloglardan ama meğersem clinique bedava dağıttığı için blog sahiplerine biraz abartıp yazmışlar. Öyle mucize bir ürün değil, 3 haftadır aksatmadan kullanıyorum, bi değişiklik yok. Ama tabi ki dokusu çok güzel ve şu sorunlu gözümde alerji yapmadığına emin olmadığım, yatışırıcı tek ürün. O yüzden çok kızamıycam. Ama tavsiye etmiyorum. 

Bu arada sanırım göz altı morlukları sadece estetik cerrahi yollarıyla geçen bi olaymış, umudumu kestim. ( he bi de uyku düzeni filan diyolar da :p ) 



Resim 11 : Clinique even better eyes, dark circle corrector. 


Diadermine markası bende güven uyandırıyo niye bilemdim, nasıl reklam yapmışlarsa artık. Bu makyaj temizleme suyu çok çok güzel. Acayip memnun kaldım. Hem her tür makyaj temizliyo,hem kurutmuyor, hem de acıtmıyor gözü, kokusu çok ferah. bi de pıspıslı. Ben tonik olarak da kullanıyorum, hafif nemlendirici özelliği de var üstelik. değişik bi şey yani
Böyle ara bi ürüne ihtiyacınız varsa tavsiye ederim, fiyatı da indirim filan olunca 10 lira civarı oluyo. 

                                                       Resim 12 : Diadermine temizleyici su 



Ve son olarak da bir saç bakım malzemesi. Bunu da sanırım trendyolda indirim var diye almıştım. John frieda'nın spreyli hacim veren losyonu. Şans eseri tam istediğim ürün çıktı. Saçıma masa yapıp sonra köpüklüyordum sabit kalması için, benim saçım pek model tutmuyor, kalın telli ve asi. Amma lakin ki köpük de biraz yapay gibi katı gibi duruyodu. Bu tam aradığım şey, hem maşayla ufalmış saçlara hacim veriyor, hem şeklini koruyor hem de doğal duruyor. Düz saça denemedim, bence dalgalı saçlar için bir ürün, hem maşadan önce sıkınca saçı da koruyormuş. fiyatı 20 lira civarı, ama bereketli bi ürün, kolay kolay bitmez. Bi ara da bu serinin köpüğünü alacağım sanırım. 


Resim 13 : John Frieda collection, luxurious volume, thichening blow dry lotion. 



Söz veriyorum bi daha bu kadar şey biriktirmeyeceğim! 













20 Ocak 2013 Pazar

Siyah kalem dosyası kapanış

Selamlar

Bi önceki postumdan sonra iki yeni öneri geldi siyah göz kalemlerine ; ben de gittim aldım denedim.

                                          Resim 1 : Maybelline line definer

Maybelline pek değerli arkadaşım Nevin'in önerisiydi. Bu kalemin avantajı ucu çok ince, ve gözün üstüne çok ince sürmeye olanak sağlıyor. kalıcılığı da fena değil, ama ben pek beğenmedim. Gözün üstüne sürmeye avantajlı olsa da alta sürmesi uzun oluyor. Fiyatı 18-19 lira civarı.


    
Resim 2 : Chanel le crayon yeux 
Bu kalem elime tesadüfi geçti. Artık nasıl bi tesadüfse! Neyse, tek kelimeyle kötü bu kalem ya. Donla kalan şener hristiyan diyor ve kesinlike önermiyorum, bir kalem bu kadar mı çabuk akar. Fiyatı da 60 lira. 


         

                                                Resim 3 : Rimmel exaggerate eye definer
                                                
Ve kazanan kalemimiz! Rimmel exaggerate eye definer ; ismiyle müsemma kalıcığı gerçekten inanılmaz güzel, abartmıyorum. resmen 10 saat gözümde kaldı ve akmadı. Sanırım aşık oldum kendisine bu yüzden. Fiyatı da 11 liraydı. 


Kendinize iyi bakıyosunuz, öpüyosunuz



  

8 Ocak 2013 Salı

siyah göz kalemleri vs kalıcılık

Selamlar

 Siyah kalem dosyasını açıyorum!

   En en "ben makyaj yapmam" diyen kadının bile bir şekilde siyah göz kalemi vardır.(Büyük iddialar!!!) Siyah göz kalemi, sürme kadınlarının vurgulamak istedikleri yerlerin altlarını çizmeleridir bir nevi, bakın benim gözüm var diyip çerçeve içine almalarıdır. Küçük göz,büyük göz, badem, pörtlek,ince, kayıp hiç fark etmez bütün gözlere siyah göz kalemi kullanır kadınlar. Şimdi Ortadoğu'da sadece gözleri göründüğünden, hatta ordan Osmanlı ferace filan diye girmeden direk kalemlere geçiyorum efendim.

  Bilmiyorum herkeste var mı ama benim alışverişte belli fiyat aralıklarım vardır. Misal bir ruja 60 liradan fazla vermeyi mantıksızlık algılarken, göz kalemi için bu psikolojik üst sınırım 25 liradır. Bu yazıda da şimdiye kadar kullandığım, ve elimde kalmış 25 lira ve altı göz kalemlerini inceleyeceğim. Zaten şurda öğrenciyiz bir kaleme ben bu kadar veriyorumdur, bir lise öğrencisi 10 lira ayırıyodur filan, işte bunlar hep görecelilik.
Resim 1  : Bir gece evdeki siyah kalemleri toplamamla çıkanlar


  Benim göz yapımdan kaynaklı her türlü kalem akıyor, hem altından hem üstünden, far bazları filan da bi yere kadar. Gözümün altı zaten mor olduğundan o kalem akınca iyice temizlikten dönmüş esrarkeş junkie teyze gibi oluyorum. Dolayısıyla benim açımdan kalemin kalıcılığı acayip önemli bi konu. Deneye yanıla yıllardır bir sürü marka kullandım. Evde bir de kardeş olduğundan, onun gözünden de hiç bi şekilde kalem akmadığından, aksa da kötü durmadığından normalde kullanmadığım kalemleri de yazıcam.

En kötüden başlıyorum, bunu gittigidiyor'da alışveriş yaptığımda hediye olarak göndermişlerdi. Adi çakma kaleme örnek olsun,ibreti alem diye koyuyorum. Belki adamlar uğraşsa orjinal diye bile satar; sonuçta internette ne sahte malları gerçek diye satıyorlar.
Resim 2 : Çakma loreal(siyah lipliner, gotiklere özel)


   İkinci kalemimiz belki de en çok satan kalemlerden biri, avon kajalstik, indirimdeyken 4-5 lira sanırım. Kardeşim kullanıyodu bunu, bende akıyo ama onda akmıyo tabi. Görüldüğü gibi çok siyah değil.



Resim 3 : Avon kajalstick



    Emily markasın ilk gördüğümde dandik sanmıştım, ama 2 liralık kalemler için inanılmaz bir performansı var, yumuşaklığı ve renk seçenekleri inanılmaz fazla sanırım bi 15 tane filan değişik rengi var,far olarak kullanıyorum daha çok. Siyah kalemi da fena değil,rengi koyu, yumuşaklığı güzel. kalıcılığı da fena değil. 

                                                       Resim 4 : Emily siyah göz kalemi 

   Avon'u seviyor muyum sevmiyor muyum bilmiyorum, dönem dönem favorim parfümleri çıkarıp(wish of peace, just play) sonra pat diye üretimden kaldırıyor. Makyaj malzemelerinden ise tek sevdiğim şey asansörlü göz kalemleri. Çoktandır avon satan kimseyi görmediğimden almıyordum, evdeki de az kalmış, ama kendisi favorilerimdendir. Sürümü çok yumuşak değil ama siyahı güzel, kalıcı bir kalemdi. Dediğim gibi bulsam yine alırım. Fiyatı da 8-10 lira olmalı sanırım. 

Resim 5 : Avon asansörlü kalem

Cecile markasının daha önce renkli göz kalemlerini kullanmıştım, memnundum, kalıcık - renk güzeldi ama o serisinin siyahını buladım. Sonra kozmetikçi kız bu da çok yumuşak kalıcı diye bunu sattı ama memnun kalmadım. Gerçi sanırım yine kardeşim kullanıyo, onda akmıyo ama ben kalıcılığını sevmedim. Ama sürümü yumuşak ve siyahı koyu.

Resim 6 : Cecile siyah göz kalemi- silky eyeliner

    Bu kalem kardeşimin favorisi sanırım. Flormar iyi değildi kalemlerde ama, gerçi sadece ojede iyi olabilirler, bu başarılı olmuş. Hem çok yumuşak hem siyahı acayip parlak, hem de diğerlerine göre kalıcı. Smokey eyes diye sattıklarından mıdır nedir, öbür  ucunda da plastik bi sünger gibi parça var, sanırım dağıtmaya yarıyor. Ha benim istediğim kadar kalıcı değil, kullanmıyorum ben yani. Fiyatı da 10 liraydı, makul sayılır. 
Resim 7 : Flormar smokey eyes 



     İnternette okuduğum bi öneri üstüne, yine internetten sipariş ettiğim barbara bort kalemini aldığıma çok pişman oldum. Fiyatı 20 lira civarıydı, kalıcılığı ise 0! Siyahı ve yumuşaklığı güzel ama, bana göre bi kalem değilmiş.


 
Resim 8 : Barbara Bort eye stylist

     Geçenlerde girdiğim bi kozmetikçide yine dayanamadım sordum, kalıcı olarak ne önerirsiniz diye. Kız hiç tereddüt etmeden Beyu'nun kalemini verdi, ben mızıldanınca da bak beğenmezsen getir iade et dedi. Bu kadar ısrara dayanamadım ve aldım. Şaşırtıcı bi şekilde kız haklı çıktı, hem siyahı hem kalıcığı hem de sürüşü çok güzel. Belki asansörlü olsa daha kolay olabilirdi bilemedim. Fiyatı da 22 liraydı. 

                                                 Resim 9 : Beyu siyah göz kalemi. 

  
    Elimde bir de pastelin yine sumuşak sürümlü serisinden siyah kalem vardı ama onu bulamadım. Ama kalıcılığı güzel değildi onun da, yani tavsiye etmem fiyatı 10 liraydı ama. 


     Göz kalemleri dosyam bu kadar, yorumlarınızı, önerilerinizi bekliyorum. 



 










7 Ocak 2013 Pazartesi

Essence twilight serisi " Jacob’s Protection"


Konuk sanatçımız :) 


Merhaba,  ben Didem. Bundan sonra Modanın Notası’na ara ara oje ve kozmetik yazılarımla konuk olacağım. Öğrenciyim, dolayısıyla öğrenci işi paylaşımlarda ve yorumlarda bulunacağım. Umarım bir gün ben de Channel ojeleri yorumlarım ama şimdilik böyle idare edeceğiz.

Bildiğiniz gibi Avrupa’nın vasat ama eğlenceli markası Essence  Türkiye’ye yeni geldi sayılır, bildiğim kadarıyla şimdilik Rossman ve Gratis’lerde satılıyor. Kozmetik ürünlerini  henüz denemedim ama ojelerdeki çeşitliliği ve renkliliğiyle kalbimi çaldı diyebilirim. Bir China Glaze, bir  O.P.I falan alamadığım için bazı simli, pullu ve çılgın ojelerden mahrum kalıyordum.  Bu açıdan İhtiyaçlarımı karşıladı sayılır.
Essence’in çeşit çeşit serilerine ek olarak bir de konseptli serileri oluyor ve sürekli olarak değişiyor. Gratis’e geçen gittiğimde The Twilight Saga: Breaking Dawn part 2 konsepti  vardı. Konsept karizmamı fena halde çizse de simli lacivertlere, bordolara, morlara karşı koyamadım. Abartmamak için de zor bi karar vererek 01 nolu, Jacob’s Protection isimli lacivert ojeyi seçtim sadece, bu kadarı bile alay konusu olmama yetti.


Konseptini ve ismini bir kenara bırakırsak, içinde yoğun şekilde saks mavisi ve biraz da sarı simleri olan bir lacivert. Simleri dikkatlice bakmadığınızda ya da ışık vurmadığında çok parlamadığı için günlük kullanıma da çok uygun. Sürekli koyu renk oje sürenlere özellikle öneriyorum, monotonluğu kırıyor en azından.
Bunun dışında tüm Essence ojeleri gibi bunun da yapısı çok yoğun, fırçasının kısalığı ve kütlüğü sebebiyle sürerken çok rahat edemedim ben. 


 Tabi öyle tırnakta 2-3 gün durmasını da beklemeyeceksiniz. 24 saat oldu süreli, uçları gitti bile.
Fiyatı da 2,49 TL idi, 10 ml ama performans açısından fiyatı çok uygun değil bence. Yine de ah o çeşit çeşit seçenekler…



sally hansen - red zin

Selamlar

    Müzik olaylarına ara verip kozmetik işlerine dönmenin vaktidir! Sonunda fotoğraf makinesi de aldığıma göre beni kimse tutamaz :)

Ojeler konusunda golden rose, flormar ve pastel bizim gibi ojeye çok para vermek istemeyenlerin tercihidir malum. Ama son zamanlarda değişik markaların ojelerine de sarmaya başladım. Kuaförlerde eczanelerde gördükçe merak ediyodum, internette-sanırım trendyonda- indirimde görünce dayanamadım bir klasik olarak bordo oje aldım. Fiyatı 7 liraydı, 15 ml oje için fena değil sanırım.


610 numaralı "red zin" klasik bi kırmızı-bordo. Fırçası çok kalın, benim için kötü, zaten bit kadar tırnaklarım var, beceremiyorum kalın fırçayla.

Aldığımda sürmüştüm, ertesi gün soyulmaya başlamıştı, kalıcılığı pek güzel değil. Açıkçası o kadar üstünde yazan gibi 5 etkili filan değil, bildiğiniz oje yani.
Sally Hansen'le ilgili söyleyeceklerim bu kadar.